...ya işte öyle bir günde girmiştin hayatıma dedi kadın. Adam anlamadı. Aradan geçen onca senede unutmuştu belkide yaşanan herşeyi. Kadın kahverengi kocaman gözlerinden süzülen yaşlarla bakarak "benim dedi bir zamanlar çok sevdiğin bakmaya kıyamadığın ben" dedi. Adam tüm umursamazlığıyla "evet hatırlıyorum" dedi. Sesindeki soğukluk, uzaklık, yabancılık kadını daha da yaralıyordu. Kadın adamın karşısında eriyordu sanki yavaş yavaş sözleri tükenmişti, yüzü kıpkırmızı olmuştu ağlamaktan.. Adamın içinin bu kadar soğumuş olmasına anlam veremiyordu.
Ayağa kalktı kadın uzun kırmızı paltosunu üzerine giydi ve kendine iyi bak dedi. Bile isteye ilk defa veda ediyordu adama ve daha da acıydı bu onun için. Adamsa oturduğu masadan hiç kıpırdamadı bile. Kadın giderken kafasını bile kaldırmadı. Taki kadın kapıdan çıkana kadar. Tam o anda bir hamle yapacak gibi olsada gözlerini tekrar yere eğdi ve suskunluğunu hiç bozmadı. Kadın kırmızı paltosu ile bembeyaz karın içinde yavaş yavaş gözden kayboldu.
Adamsa hala aynı masada oturmuş ağlıyordu. Bu hali yapmak zorunda olduğu bir tavırdı. Veda etmek onun içinde o kadar zordu fakat kadının aklında tek bir soru işareti bile bırakmamak için o bu yolu seçmişti. Vedaları aşkları kadar büyük olmuştu.
(Bu benim kafamdan uydurduğum bir hikayeydi; her hikaye biyerler de, birileri tarafından yaşanmıştır yada yaşanıyordur buna inandığım için bunları yazıyorum.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder