25 Kasım 2014 Salı

Çok özlediysem eğer...

...daha da özler oldum Ayvalık'ı son zamanlarda. Daha önce bukadar uzun gitmemezlik yapmamıştım hiç. Çok özlediğim zamanlarda daha sık hayal etmeye çalışıyorum; sokaklarını,havasını,denizini herşeyden önce evimi. Sanırım hatırladıklarımı tamamen unutmaktan korkuyorum bazen. Oyüzden anımsıyorum sık sık.
Kış orada da göstermeye başlamıştır yüzünü yavaş yavaş. Buralar kadar sert olmaz oranın kışı. İnce bir ayazı olur okadar. Sokak lambaları bile yanmaz kışları. Deniz koca kumsalı yalar geçer yola kadar gelir. Dalgalar vurur sahilin duvarlarına. Dışardan geleni korkutur, ama alışkın olana huzur verir.
Böyle anlatınca kimbilir nasıl canlanıcak kafanızda:) Sanmayın ki eşi benzeri olmayan bir yer Ayvalık, bizim için öyle sadece..
Gidilmeli,görülmeli,yaşanmalı Ayvalık'ta.

13 Kasım 2014 Perşembe

Annem...

Ben hiç hayal etmemiştim üniversite hayatımı çünkü evimden birgün ayrılacağım düşüncesini kendimden hep uzak tutuyordum. Ki herşey hayallerdeki gibi olmuyor "yaşasın özgürlük" durumu bir yere kadar. Anne eli değişmiş gibilere olan özlem git gide artıyor. Tanıdığın, bildiğin çevrede kendini tek başına kalmış gibi hissediyorsun. Anne kokusu burnunda tütmeye başlıyor. Sanmayın ki annemle aramdan su sızmaz. Tabikide öyle değil; deli gibi didişiriz biz annemle. Herşeye bir laf söyler bende duramaz karşılık veririm birbirimize gireriz:) Babamda eve gelir "gene ne oldu" der. Ama anne sonuçta kokusu,sıcaklığı, yemekleri, elleri, şevkati herzaman özlenir. Annemle yanyanayken nekadar anlaşamıyorsan uzakken bir okadar iyi anlaşıyoruz:) Çünkü yanındayken annemin isteklerinin bir sonu olmuyor bende Ayvalık'ın havasındanmıdır suyundanmıdır bilmem çok eriniyorum söylediklerini yapmaya, üstüme bir mayhoşluk geliyor.
Gecenin bu saatinde tamda yarın son vizem varken böle bir moda girerek kendimi bunaltmam ve aynı bunalımı annemde yaşatmam gerçekten takdire değer bir davranış oldu.
Yani özetle demek istiyorum ki "ben annemi özledim". Buda annem için olsun ozaman:)


2 Kasım 2014 Pazar

Efsane Başkan S.Seba

Renkleri içime işlediği zamanlarda daha çok küçüktüm. Doğuştan "beşiktaşlıyım" derken gerçekten bir çok insana göre en doğrusunu söylüyordum. Kendi babam bile fenerbahçeli iken ben siyah-beyaz renklere çoktan bağlanmıştım. Henüz okula bile başlamamışken ben Süleyman Seba ile tanışma fırsatını yakalamıştım. Ne olduğunun, kim olduğunun belki bilincinde bile değildim ama bugün bile onun karşısında nasıl heycanlı olduğumu hatırlıyorum:)
Bir futbol topum vardı; ve o topu Süleyman Seba imzalamıştı. Evet yalnış anlamadınız benim futbol topum vardı:) Değişik bir kız çocuğuydum ben sokaklarda maçta yaptım, okul takımında arkadaşlarımada katıldım:))
Hepsi bir yana ben takımımı asla değiştirmedim ve herzaman gurur duydum. 
Ben bir Beşiktaş'lı olarak bu adamı saygıyla anıyorum. Ve bugün bu kitabı gördüğümde görmezden gelemedim. "Beşiktaş'ın renklerine gönülden bağlı olanlara gelsin;)"

 

1 Kasım 2014 Cumartesi

About Time

Hayatımızın en kötü günlerini birdaha asla yaşamak istemeyiz tabikide. Ama asla unutmak istemediğimiz günleri? Aynı anı, aynı heycanı, aynı mutluluğu ve kimi zamanda telafi etmek istediğimiz dakikaları kısacası aynı günü; biz yaşamayız belki ama bu filmi izlerken " Ya sana hayatındaki heran için ikinci bir şans verilseydi?" sorusunu düşünmeden duramıyorsunuz. Merakedip izleyen herkese şimdiden iyi seyirler;)